top of page

Cratos Balo Salonu Kurulum

Cratos Nobel Balo Salon Kurulum

3 yıldır Cratos Premium Otel Kıbrıs’ta Etkinlik Teknik Müdürü’yüm. Bütün konser sistemlerin yatırımları benim talimatim ile yapıldı. Normal şartlarda ben sadece danışman olarak yatırım anlaşması yapmıştım. Sonuçta bir şekilde anlaştık ve ben uzun süreli, bazı zorluklara rağmen 3 yıldır Cratos’tayım.

Oteller elemen anlayışları bizden çok farklı ve bu yüzden çok ciddi sorunlar yaşadık ancak bir şekilde kendimizi kabül ettirdik ve bir çok ayrıcalığımızı kazandık. Bu konuda patronlarımız Murat ve Kemal Bozoğlu 5 değişen genel müdüre rağmen bizi her zaman desteklemişlerdir.

Cratos’ta çok iyi ve eğitimli ekibim var, esas Star’lar onlardır. Bu ekip 2 yıldır beraber çalışıyor ve birbirine uyumlular. Tabi ki bazen anlaşmazlık veya sorunlar oluyor, her ortamda ve ailelerde yaşandığı gibi. Sonuçta insan faktörü her zaman en büyük problem faktörüdür. Buna rağmen bu kadar farklı insan bir arada otelin tüm etkinlik işlerini başarı ile uyguluyorlar.

Sistem nedir? Sadece PA, Mixer veya Monitör değildir. Sistem herşeyin bütünlüğüdür.

  1. Malzeme

  2. Ekip

  3. Çalışma sistemi

Sistemin birde karakteri vardır.

  1. Hızlı Kurulum

  2. Sistemli

  3. Pratik

  4. Minimum zaman maximum kalite.

En sonuncusu benim için en önemlisidr. Minimum zaman kaybı ile maximum etki ve kalite bugün ki şartlarda en etkin faktördür. Her zaman hızlı olmanız gerekir, çünkü herşeye zaman vardır bizim işlerde ama bize kesinlikle kurulumda ve hazırlıkta zaman tanımazlar. Bu bizim için hep bir eksi olmuştur ve bu yüzden çoğu meslektaşlarımız hep isyan etmiştir. Esas doğru bakıldığında bu durumu kendimiz için bir artıya çevirecek kapasiteye sahipsek, boş yere isyan etmekten vazgeçip, enerjinizi doğru kullanmayı tercih etmek adına, bunu kabül edeceksiniz. Bu yüzden minimum zaman ve maximum kaliteyi yakalamak için, çok iyi hazırlık ve malzemlerimizi en geniş kullanabilmek için sistem yaratmalısınız.

Sistem oluşturmak iyi malzeme seçmekten başlar.

PA – Line Array

Bu yüzden ana sistemi kesinlikle d&b Q1 sistemini tercih ettim, açık alanda ve kapalı alanda kullanbilmek için. d&b Ampli’leri ayrıca AES/EBU inputları ve uzaktan kontrol sayesiyle işimizi en verimli yapabilmemizi sağlar. Ayrıca PORT alanında, yani açık alanda, sistem koverajı sağlamak için vertikal açıları mutlaka geniş olmalı ve 15 derece ile Q1 bu konuda nerdeyse tek. Bir çok başka marka ve hoparlörde var, ancak birbirine uyum, yani Coupling’de sorunlar yaşıyorlar. Bunu en kolay fark etmek için, sistem asıldıktan sonra, müzik dinleyerek en yakından en uzak mesafeye doğru yürürken, sesin frekans spektrumunda inişler ve çıkışlar fark ederseniz o sistem coupling problemi sorunludur. Q1’de bu problem tam tersi minimum hatada olmasıdır.

Subbas olarak J-SUB tercih ettik çünkü kendi için cardiod çalışan en uygun subbas’tır piyasada. Ben J-SUB’ı çok iyi kullanıyorum ve sesini seviyorum. Bir çok başka markada subbas’lar kesinlikle bir rezonans frekansı ile güç veriri ve o frekansı aldıınızda hiç birşet kalmaz. Akustik olarak J-SUB kesinlikle boş ve tınlamaz ama D12 ile kullandığınızda bütün sub spektrumu çok düzgün okur. Bu da özellikle Basgitar’larda çok işe yarar, her notayı ayrı ayrı duymanızı sağlar. Öbür Subbaslar sadece Kick’te işe yarar.

Sistem ile geniş alanları seslendirmek için, bize Front Fill, Edge Fill hatta bazı yerlerde Down Fill gerekli olacaktı ve bu yüzen 6 adet d&b 12S aldık, ampli olarakta d&b D6 tercih ettik.

Monitör Sistemi

Baştan beri ana sistem d&b olduğundan dolayı monitör’leride d&b almaya karar verdik. Ancak M4 ile M6 arasında çok gittim geldim ve 15’’ normal şartlarda tercih etmeme rağmen koxial olan M4’ü tercih ettim. Zaten önce çok kullanmıştım M4’leri ve çok sevmiştim. Amplileri komple D12 aldık yine AES/EBU (Audio Engineerin Society/Eastern Broadcast Union) dijital inpuları yüzünden, ayrıca D12 ile hem aktiv hem de passiv çalıştırabiliyorsun M4’leri.

Side Fill bugün bir çok sahnede çok fazla önemli olmaya başladı ki, ben bir çok Sanatçımda kesinlikle Side Fill kullanmıyorum. Hatta Monitörcü olarak gereksiz gürültü yapan Side Fill’lerden nefret ediyorum. Herşeyi bozarlar, özellikle PA sesini çok bozarlar. Side Fill için d&b Qi1 tercih ettik, Q1’lerin installation serisi olarak üretilmiş bir seri. Toplam 6 adet Qi1 ve 2 adet d&b 18-S ile her zaman işini her şekilde yapmıştır. Bu sistemde d&b D6 ile çalışıyor.

16 adet M4 dışında bir de ne olur olmaz 20 adet YAMAHA DSR112, 16 adet MSR250 ve 16 adet MSR100 aldık.

Kulaklık sistemi olarak 10 adet SHURE PSM900 ortak onmi anten ile aldık, kesinlikle yaprak anten tercih etmedik. 10 adet SHURE P6HW kablolu aldık.

FOH ve MON Mixer

Mixer başka bir sorun faktörü, en iyisini almak hiç mantıklı değildir, en yaygın olanı ve hatta en fazla tercih edileni almak daha doğrudur. Yatırım gücünüz sınırlı değilse o zaman tabi ki her markadan ikişer almak daha doğru olur. Ancak yatırımı yapmadan evvel yatırım üst sınırı koymuştuk. Bu yüzden Yamaha Mixerleri tercih ettik: 2 adet Yamaha M7CL-ES, 1 adet Yamaha PM5D, 1 adet Yamaha LS9-32 ve bir adet Yamaha 01v96.

Neden bu kadar masa? Cratos sadece konser alanında ibaret edğildir, aynı zamanda bir çok farklı etkinlikler için lokaller ve klüpleri var. Bütün seneye boyunca hep bir etkinlikl oluyor.

Dijital MUCO

Ana masaları kesinlikle Analog MUCO ile taşımak istemedim, hatta bu yüzden PM5D-RH değil PM5D tercih ettim. Dijital Muco ile çalışmaya karar verdik ve bu yüzden 9 adet Yamaha SB168-ES aldık. Her masaya 3 adet gerekli, bir adet 16 IN ve 8 OUT ile toplamda 48 IN ve 24 OUT yapıyor. Bazıları düşünür ve der ki 3 adet SB168-ES hepsine dijital olarak bağlanması mümkün değil mi? Kesinlikle mümkün, ancak ortak preampli kullanabilecek kaç teknisyen var piyasada. Biz orayı, biz yaptık ve biz ne dersek o olur ile yamadık. Tam tersi gelecek her müzisyeni ve teknisyeni mutlu edersek, onlarda Sanatçılarını o kadar mutlu eder felsefesi ile yola çıktık. Bu yüzden ayrı StageBox’ları analog Splitter ile ayırarak çalışma saysesiyle herkes kendi preampli’si kullanma imkanını sağladık ve dijital StageBox’ları sadece uzun mesafeler için değerlendirdik. Tabi birde SB168-ES ile preampli kalitesini yükselttik.

Dijital Merkez ve Protokol

Dijital merkez bence en önemli ihtiyaçtır. Kullanmak için bir çok duruma hakim olmak lazım. Programlama becerisi, dijital protokol, dijital paylaşım ve dijital patch gibi durumlara hakim olmadan merkez yönetim mümkün değildir. Zaten dünya teknolojisi 3 yıl evvel düşündüğümüden daha hızlı bu adımları attı. Özellikle o zaman seçtiğim DANTE protokolü şu anda o kadar farklı cihazlarda yerini aldı ki benim sezilerimi yine doğrulandı. Birgün bütün cihazlar bir birine dijital bağlanıp ve nerdeyse hiç analog bağlantı olmayacak iddaası kısmen uygulanmaya başlandı.

Cratos zaten 3 yıldır öyle çalışıyor. Sadece Türkiye’de değil Avrupa’da bu konuda yine öncülük yapmışız. Bu yüzden Cratos sistemi dünyada sayısız lisanlarda ve dergilerde tanıtıldı. Bizden sonra benzer proje olarak Mardan Palace var, ancak orda bir eksik vardı, o da eğitimli elemanlar olmayınca sistemi analog’a, en ilkel şekilde çevirerek kullanıyorlar.

DANTE bütün mixerlerin çıkışlarını YAMAHA DM64-N’de toplayıp ve bütün Ampli’lere dijital olarak dağıtan bir merkes yönetim cihazıdır. 64 giriş ve çıkış ile çok geniş alanları ve açık sistemi sayesiyle herşeyi programlama imkanı sağlıyor.

Amacımız öncelikle cardiod subbasları doğru kullanmak amacı ile, sistemi öyle programladık ki, ister Subbas’lar masanın Main mixinden istersen de ayrı Aux mixinden gönderme seçeneği ile donattık. Bu seçenek sayesiyle sistem sub sinyalı mono mixleyip tek kanal olarak Ampli’lere dijital olarak aktarıyor. Bu sayede d&b R1 Remote yazılım sayesiyle farklı Subbas açıları programladık. Özellikle Subbas’ları sahne önünde belli mesafeler ile dağıtarak sıfır açılı subbas dengesi yarattık. En dışdaki Subbas Delay vererek ve içe doğru azalan Delay ayarları ile farklı açılar programladık. 50 dereceden 140 derece kadar farklı açılar sayesiyle Teknisyen’nin zevkine göre Subbas ayarları sadece bir düğmeye basarak muhteşem bir hizmettir bence. Bu hesaplamaları d&b ArrayCalc otomatik yapıp sana sadece Delay değerlerini veriyor. Sadece Subbas’lar değil, aynı zamanda Fill’eri de masadan bağımsız ince ayarları ile yönetiyoruz DM64 ile. Bütün çıkışlar, main ve monitör çıkışları DM64-N’e DANTE ile giriş yapıyor. Yer Monitör M4’ler masadan dijital olarak DM64-N’e geliyor ve ardından bir Patchin matrix’inden AES/EBU kartları sayesiyle Monitör Apmli’lere dağılıyor. Ampli’lerini arkasına sadece monitörler kabloları bağlamak için girersin. Aynı şekilde PA’de de öyle, masadan gelen çıkışlar dijital olarak DANTE ile DM64-N’den dijital AES/EBU çıkışları ile Ampli’lere gider ve kesinlikle analoğ kablo kaybı olmadan Ampli’de ancak analoğa döner. Bu sayede sıfır, gürültü ve hata ile çalışır sistem. Ayrıca FOH mixi monitör masasından göndermek için sadece bir düğmeye basmanız ve bir de masadan dijital patch’leri değiştirmeniz yeterli ve herşey oturduğunuz yerde yapıyorsunuz. İsterseni aynı şekilde Side Fill’eri FOH masasından gönderebilirsizniz.

DME64-N’in içinde sayısız Grafik ve paramtrik EQ’lar mevcut ve bu yüzden salon ince ayarlarını rahatlıklı FOH mixerine dokunmadan yapmanız büyük bir kolaylık. Sadece bir şey itiraf etmeliyim, o grafik EQ’da sadece 2 paramtre kullandım, yani sistem doğru asıldığından ve herşey mekanik olsrsk mükembel yapıldığından dolayı çok fazla elektronik düzeltemye gerek yok. Her tür imkanımız olsun ancak minimum kullanmak her zaman amacım olmuştur.

Telsiz Mikrofonlar

Toplam 7 adet SHURE UR4+ serisi ile 14 kanal telsiz kullanbiliyoruz. Plus serisi sayesiyle anten Distirbutörü olmdan bütün anten bağlantıları birbirne atlayarak ortak anten kullanma imkanı olan UR4 serisidir. Burda da 2 adet omni anten kullanıyoruz ve aynı şekilde bugüne kadar hiç bir sorun yaşamadık. Toplam 3 adet KSM9, 3 adet KSM87A, 3 adet Beta58, 2 adet SM58 ve 4 adet UR1M, Shure’un en küçük ve hafif Head Set Tranmitter’i sadece 80g, kullanıyoruz. 4 adet bej ince Head-Set ve 3 adet Shure hipercardiod solist Head Set’leri mevcut elimizde.

Mikrofonlar

Bütün Shure serisi mevcut depomuzda. Her tür dinamik ve kondensatör mikrofonlar ile çok geniş alana hitap edebiliyoruz. Sadece Senfoni yapamayız. Konuşmacı Goeseneck mikrofonloarından, dijital delege mikrofonları bile var bizde.

İnce Ayarlar

İnce ayarlarda sistemin Delay’lar ile gerçek zamanlamayı ayarlamak için, referans olarak sahnenin en arka noktasından 2m önden aldım. Bu sayede sistem, salon ile bütün tınlar ve ses daha akıcı yayılır, salon dolup taşsa bile. Sahne önün PA’in bir metre önünde kaldığı için ön monitörleri daha etkin kullanma fırsatı yaratıyorsun. Tabi bir de Feedback oluşumu geciktiriyorsun. Subbaslar sahne altında kalmak zorunda yoksa sahne önünde çok yer kaplıyorlar, bu yüzden sahne altını doldurmak için camyünü ve farklı malzemeler ile doldurduk, hatta kullanılmayan veya bozuk cihazlar bile hem de depolanıyor hem de ses faydalı oluyor. Edge Fill olarak ikişer Q1 astık ve mono olarak besledik. Bu sefer Front Fill kullanmadık çünkü Q7’ler gayet temiz en öne kadar alanı besliyor. Bu sefer salonun akustiği ile fazla uğraşmadık çünkü bu yeni asma ayarları ile herşey daha flat ve düzgün oldu. Ölçüm yapmama gerek kalmdı çünkü dinlediğim herşey çok yerinde ve büyük geliyordu. Ses seviyesi salonda her noktada eşit olarak algıladık ve zaten Kurban Bayramın ikinci gününde Soner Olgun’da çok dengeli geliyordu salonun her alanında.

Işık Sistemi

Benim için tam baş belası bu ışık sistemi. Robotları bizim dışımızda birileri sipariş edip bize teslim etti ve ne yazık ki tercih edilen çün malları çok kötü çıktı. Sadece LED Wash’lar çok iyi çıktı, çabuk bozulsalar bile. Masa olarak Avolites Expert Titan işletim sistemi ile tercih ettik ve ayrı olarak gelen Touch Screen saysiyle çok kullanışlı ve pratik bir masa. Yanında bir’de Tiger geldi ancak uzun süredir bozuk, çünkü Golden Cage’te DJ’ler içki dökmüşler ve ne yazık ki Ada’da tamir ettiremiyoruz cihazı.

Elimizde bir kaç tane ROBE robotları var ve onlarla işleri bitirmeye gayret ediyoruz bu buda çok sinir bozucu. Bu sene dışarıdan Clay Paky Sharpy kiralamaya başladık ve işlerimizin kalitesini gayet yükseltti.

Görüntü Sistemi

Görüntü bu tarz Las Vegas otellerinde çok öneli, dışarıda geçen sene toplam 80 m kare LED ekran kullanmıştık. LED Paneller Road için uygun olmadığından dolayı, tak sök yöntemine çok dayanamadı.

Salonda ise, sahne sağında ve solunda çirkin süs görüntüsü salonu çok kötü etkilediğinden dolayı, çıkık bir kafes yapıp ve bej renginde kumaş ile kaplayıp hem dekoratif hem de 4 adet 18’lik Sanyo’lar ile görüntü olarak kullanıyoruz. Zaten bu değişiklik sayesiyle salon daha derin ve yüksek görünmeye başladı ve ayrıca efekt görüntüler vurunca, simsiyah kapladığımız sahne daha berrak ortaya çıkmaya başladı. Zaten siyah kumaşın arkasına, sahne tavanı, yanları ve arka duvar komple taşyünü ile destekledik ki sahne üstüne akustik sesler, özellikle davul sesi fazla dönemsi diye. İnanılmaz işe yaradı bu değişiklik ve bu sayede dışarıdan daha az ses açmaya başladı teknisyenler.

Backline

Ada’da olduğumuzdan dolayı çoğu enstrumanları uçak ile taşımak artk zorlaştı. Bu yüzden özellikle Davul taşımamaları adına çok iyi davul almak zorundaydık. Normal şartlarda YAMAHA PHX serisini alcaktık ancak 3 ay bekleme lüksümüz yoktu. Bende Recording Custom Rack Sistem sipariş ettim. Tom olarak 8’’ ,10’’ ,12’’ ,14’’ 16’’ ve 18’’ aldım. Kick boyutunu özellikle 20’’ olarak seçtim, 22’’ fazla büyük ve 18’’ ise bir çok prodüsiyon ve davulcuya fazla küçük geliyor. Şu ana kadar herkes bu davuları çok beğendi, zaten bütün stand’lar, Hi-Hat pedalı, Yamaha Twin pedal dışında birde 14’’ Snare var. Sadece Zil almadık çünkü ziller çok özel bir durum.

Klavye olarak 2 adet YAMAHA CP-1 ve 2 adet YAMAHA Motif XF-7 aldım. Saysızıs tabure ve sahne oturaklar bir çok müzisyenin sahne rahatını sağlıyor.

Bir ara Gitar Ampli, Bas Ampli, LP dörtlü Percussion Setup’ı (Requinto, Quinto, Conga ve Tumba Dora) siparişi vardı, ne yazık ki bizden habersiz iptal edilmişti.

Ekip

O kadar sistem, malzeme ve tonlar para olsa ne yazar adam akıllı ekip işin başında yoksa. Sistem almak gerçekten çok kolay, kredi çekersin, evini ve arabanı satarsın ancak bir ekibe düzgün davranamazsan ve onlara şirketin sahibi olma duygusu yanısıra sağlıklı özgüven kazandıramazsan, o malzemeyi boş yere almışsındır, sadece boş yere hava atar bir yıl sonra o sıfır sistemi çöplükten toparlarsın. Bu yüzden ekip ile başlar, ekip ile devam eder ve ekip ile işler sonlanır. Ekip her zaman kişi için çalışır, şirket ve kurum için değil. Bu yüzden mutlaka ekip ile bizzat ve yakından ilgilenmek gerekiyor. Onları kollamak için mutlaka onlara güvenenilmelisiniz. Yanlışlar olabilir bu yüzden sürekli dürüst olmalısınız ki, onlarda size aynı şekilde davransınlar. Siz onlara üçkağıtçılığı öğretirseniz, onlarda bunu size karşı kullanır. Mutlaka ortamınızda, müşteriye karşı, ekibe ve şirkete karşı davranış biçiminiz her zaman ekipte yansar. Bir çok şirket bana hep aynı şeyi derler, Adam gibi adam bulamıyoruz, bende aklımda sadece tek soru sorarım, bunu bana anlatan kişi sadece bu tespiti yaparken adamlığı yolda kalıyor. İnsanları yargılyan, küçük gören ve onlara ağır laflar eden bir kişi acaba ne kadar doğru ve düzgündür. Ekibine yetki veremeyen acaba ne kadar profesyonel veya bilinçlidir. Ekibine değere veremeyen acaba ne kadar özgüvene sahiptir. Bunları hepsi birbirine bağlı değerler ve kavramlardır. Esas başkaları eleştirmek kendini eleştirmekten başka birşey değildir. Bu yüzden eleştirmek için örnek olabilmek lazım. Önce mutlaka kendinizden başlamalısınız. Ardından adam yetiştirmek için örnek olamlısınız, liderlik yarışçı anlamına gelmez, liderlik öncülük demektir, yani örnek olmak ile başlar ve peşinden o erdemli insanları sürüklemektir. Liderliğinizi birilerini kullanarak yaparsanız o zaman birileride sizi kullanmaya başlar.

Ekibin hataları olabilir, aynı şekilde sizinde hatalarınız vardır ve mutlaka bu hatalarınızı size sunabiliecek ortam yaratmalısınız ki, onlarda eleştiriye açık olacaklardır bu sayede. Ancak sürekli ben bilirim, benim dediğim olur, ben yaparım siz uyarsınız gibi söylemler ile hiç kimse eleştiri kabul etmez ve işlerde sağlıklı ilerlemez.

Herşey doğruluk ile başlarsa öyle devam eder, ancak yanlışlar üzeri kurulu sistemler kısa zamanda iyi olsada uzun vaadede sadece sorun teşkil eder.

Sonuç

Cratos çok geniş alana hitap eden gerçek premium otel, Türkiye’de bir çok kongre otellerinden daha oturmuş ve sağlıklı ses sistemine sahip. Sadece kongrelere değil aynı zamanda Türkiye’nin %95 Sanatçılarına hitap eden ses sitemine sahip bir kurumdur. Bu derece donanımlı konser salonu bile yok Türkiye’de. Bu konuda övünmek bence hakkımdır ve başka mekanların eleştirdiğimde haklılık payım çok fazla. Biz Cratos’ta kim gelirse gelsin sahne kurulum en fazla 1 saat içinde hazır olduğunu söylecek kadar idaalıyız. Kesinlikle eksiksiz herşey mümkün, sadece özel mikrofon istekleri dışında hemen hemen herşey cevap verecek kadar iyi sisteme sahibiz. Oturmuş dijital yönetim ile kesinlikle her teknisyenin sadece ses ile uğraşmasını sağlayacak kadar düzgün ve kalitetli altyapıya sahibiz. Kesinlikle bozuk kablo veya faz tersi ile sesi bozacak hatalar bizde bulunmaz. Bu bir iddaa değil bu bir gerçektir. Cratos sadece bir sistem değil, bizi ve bizim kişiliğimizi yansıtan, hizmet aşkı önplanda olan ve hatta gelen herkesin aklında kalacak kadar önemli iPoint felsefesidir.


bottom of page